MahaMantra Doğal Yaşam Merkezi
International Yoga Federation

Aralık 2011

Selam sevgili dostlar,

11.11.11’de G.O.P. merkezimizde çoğu şifacının katıldığı güzel bir meditasyon çalışması yapıldı, öncelikle bu çalışmayı yapan herkese ve yaptıran Tuncay ile Nanda Kumari’ye sonsuz teşekkürler.  İnanıyorum ki bu çalışma ile  gerçek bir ruhsal buluşma gerçekleştirildi.
Biz de kalbimizle hem sizin yanınızdaydık hem de Hindistan’daydık. Orada her şey ruhsaldı. 11.11.2011 de gezegenimiz boyut atladı ama orada bu maddi gezegenle ilgili şeyler  çok da önem taşımıyor.
11.11.2011 günü sabah 11.00’e kadar 2010 yılında kendisini kaybettiğimiz Srila Govinda Dev Goswami Maharaj’ın Samadhi Mandirinde (Bedenini terk ettikten sonra gömüldüğü daimi istirahatgahı) hepimiz için bolca dua ettim. Orada insanların yaktıkları dilek mumlarının kalıntılarını temizledim  ve bu beni hizmetin sonucuna bağlanmamak, insanları kontrol altında tutmaya çalışmamak sonuçlarına götürdü. Akşam mandirin önü yine mum kalıntıları ile doluydu!:-) Ancak ben kendimi çok huzurlu ve mutlu hissediyordum ve Dünya gezegeni için bu çok önemli günde orada olduğum için çok şanslı olduğumu düşündüm.
09.09.2009 dan bu yana merkezimizde düzenlenen şifa seminerlerine katılan herkesin aşağı yukarı aynı titreşimde olduğunu hissediyorum. Bu sorumluluğu almış olan herkes ruhsallığını fark etmiş ve ona yönelmiş olan varlıklar olarak dünya için önemli bir görevi yapmaktalar. Eminim ki   bu görevi kendiliğinden alanlar , gerçek yuvalarına doğru yol almayı talep etmekteler. Ruhsal çalışmalarınızda ilerlerken yaşamlarınızda da eminim bir çok değişim olmaktadır;

Ruhsal Rehberimiz Srila Govinda Maharaj’ın da her fırsatta belirttiği üzere Sevgi  ruhsallıkta ilerleyebilmek için tek yoldur. Onu ne kadar bedenlerimizde demirleyebilirsek, teknolojiye de o kadar az gereksinim duyarız. (Hindistan örneği). O zaman hoş görülü, alçakgönüllü ve birbirini onurlandıran bir yapımız olabilir. Son yıllarda fiziksel bedenlerimiz, DNA larımız güncelleniyor, tıpkı bir bilgisayarın güncellemesi gibi, ve hepimiz yeni bir bilinç seviyelerine yükseliyoruz.
Merkezimizdeki şifa seminerlerine katılan  herkes epeyce kişisel gelişim ve içsellik çalışması yapmıştır. Dünya değişmektedir  ve içinde bulunduğumuz zaman  özel bir zamandır. Bu zamanda, eski sevgisizlikler ve kuralcı yapılarımızla vedalaşmamızın da sanırım zamanı gelmiştir.
Öyle bir yer yaratabilmeliyiz ki; orası  kendi yollarını yürüyerek  sevgiyi bulmuş bilinçli varlıkların önderliğinde, birbirlerini her yönden besleyip,  destekleyen, paylaşımcı, hizmet ve adanmışlık ruhu ile dolu kalplerin buluştuğu yeni bir dünya olabilmeli. İlk bunu söylediğimde çok sevgili bir dostum, “ Suddha bu bir ütopya demişti ancak ben inanıyorum ki bu ütopya bu dönemde gerçek olabilir. Eğer bireysel anlamda bir kutup değişimini başararak kutuplarımızı negatiften pozitife çevirebilirsek, kişilerin eksiklikleri, yapamadıkları yerine, yaptıkları güzel şeylere dikkatimizi yönlendirebilirsek, hataları hoş görebilirsek, davranışları, söylemleri  kişisel algılamamayı başarabilirsek, alçakgönüllü olabilirsek ruhsal gelişimimizde de o kadar fazla ilerleyebileceğiz. Ne kadar çok ruha yönelik çalışma yaptıysak, bedenimiz ne kadar ruhla uyum içindeyse, bu kutup değişimini de o kadar kolay deneyimleyebiliriz.
Hiçbir şey tesadüf değildir; şuanda hepimiz burada bulunmayı seçtik ve beraberiz. Buna bu yazıyı okuyan herkes de dahil. Bu beraberliğin gerçekleşmesinde tek unsur etkin olmuştur, o da SEVGİ. Farkında olmaksızın Tanrıdan ve gerçek yuvamız olan ruhsal evrenden kopmuştuk, ve şimdi Tanrıyla bağlantımıza geri dönüyoruz. Gerçek yuvamıza gidebilmemiz için Evrendeki büyük kaynağın (ki sıfatı Allah yani El İlah (Tek ilah demek) ve ismi ise Krishna) bilincinde titreşmemiz gerekiyor. Aksi takdirde oradaki titreşime ayak uyduramayız, orada kalamayız. (Hindistanda da kalamıyoruz, geri dönüyoruz. Çünkü titreşimimiz oranın titreşiminde değil.).

Bazı kişiler soruyor Suddha bilincimin değiştiğini nasıl anlayabilirim diye. Bizler  bu tanrısal evrenin tanrısal varlıklarıyız. Tanrı bizlere kendisine ulaşabilmemiz için birçok yol bahşediyor. Hangi yoldan gidersek gidelim önemli olan yolu kalpten takip edebilmek  ve tanrı bilincinde titreşebilmek. Dünya değişiyor, bu değişim sonucunda  muhakkak ki bir süre sonra bedenlerimizde de çok net bir enerji değişimi  hissedeceğiz. İnsan ve dünya ayrı şeyler değil. Eminim bu değişim  negatif duyguları sevgiye çeviren çok kesin bir değişim olacaktır. Ruhsal çalışmalar yapan herkes için bu gayet belirgin olacak ve  yaşamlarımız değişecektir. Belki sevgi ve Tanrı bilinci titreşimleriyle tam olarak uyum sağlamamız biraz zaman alabilir, ama yine de enerjilerimiz dönüşüyor, yeni  bir dünyayı yaratmak için gereken sevgi-temelli enerji  hepimizin kalbindeki derinliklerde yer almakta. Ruhsal rehberler bunun daha kolaylıkla ve kendiliğinden yukarıya çıkmasında çok destek oluyorlar. Onların yanında kendinizi nedensiz bir şekilde mutlu hissediyorsunuz. Daha önce okuyup da anlayamadığınız ruhsal bilgileri birden idrak ettiğinizi fark ediyorsunuz. (DNA aktivasyonu  gerçekleşiyor.)
Daha önce de bir çok kereler konuştuğumuz gibi , negatif düşünceler ve negatif duygular negatif gerçekliği yaratır. Tabii ki pozitifler de pozitifi. Bu konuda size son Hindistan gezimizde yaşadığımız bir olayı anlatmak istiyorum. Bu gezimizde yalnız değildik. Bu gezide inisiasyon alarak Anindita ve Bimala isimlerini alan iki arkadaşımız da bizimle birlikteydi. Her zaman söylediğim üzere Hindistan biraz zor bir parkur. Düşüncelerimizin, korkularımızın çok kısa bir sürede gerçekleştiği nötr bir enerji alanı. Bimala böcekten çok korkuyordu. Kaldıkları oda ve gittiğimiz her yer ansızın inanılmaz çok böcekli oluverdi. Böcekler saçlarımızın dibine kadar giriyordu. Ancak Bimala’nın Türkiye’ye geri dönüşüyle birlikte nerdeyse bir tane bile böcek kalmaması oldukça ilginçti! Sanki böcekler  de Bimala ile birlikte seyahate çıktılar : ) İşte düşüncelerimiz neye konsantre olursa onu büyütüyoruz veya yaratıyoruz. Dikkatli olmakta fayda var.
“Dünyada bu dönemde oluşan  enerji değişiklikleri sonucu bir elektrik devresi kapanmış gibi olacak” deniliyor ve bedenimizde bir şekilde negatif enerjiler varsa (özellikle eklemlerde), yavaşça ama kesin olarak salıverilecekler. “Bazılarımız için bu elektrik devresi çoktan kapanmıştır ve yavaş yavaş ama belirgin bir biçimde yaşamlarımızda sevgi hakim olacak.” deniliyor. Sevgi ve neşe kol kola ilerler : )

Ruhsal çalışmalar yapmayan kişiler değişim yaşamakta zorlanabilir. Şu anda sevgi enerji sistemimizden akarak negatif enerjiye dönüşebiliyor. Bir süre sonra bu gezegende sevginin serbestçe bedenlerimizden akacağı yani Tanrı bilincinde titreşeceğimiz ve sevgi-temelli gerçeklikler yaratacağımız  söyleniyor. Şu anda çevremizde epeyce acı ve gerginlik olması mümkündür, ama  bunu deneyimlemek zorunda değiliz. Boyutumuz ve bilincimiz değişiyor, Krishna bilincinde titreşeceğiz.
Krishna bilinci öyle bir titreşim ki, bir kişi o bilinçte  titreştiğinde bir mum gibi diğer bilinçleri uyandırabilir. İşte Krishna bilincindeki Ruhsal rehberler böyle varlıklar. Hindistan’a giden arkadaşlarımız bunu en iyi şekilde deneyimleyerek, inisiasyon almayı düşünmezken oraya gittikleri zaman almayı istemeye başlayıp, aldılar. Sevgili arkadaşlarımız Anindita (yorum yapmayan) ve Bimala’ya (bir yarıtanrı- özelliği  kalbinin açık olması) buradan teşekkür ediyorum.
Dünya gezegeninde alabilecekleri en güçlü değişimi yaratabilecek bu inisiasyonu alma cesaretini gösterdikleri için, onları birkez daha kutluyorum. Onlar yeni ruhsal rehberimiz Srila Bhakti Nirmal Acharya Maharaj’dan 01.Kasım.2011 saat 11.20 civarında (Kalkuta saatiyle) inisiasyon alarak ruhsal enerjilerini yukarıya çektiler.

:HİNDİSTANDAN  ANILAR:

-Sevgili Ruhsal rehberimiz Srila B.N.Acharya Maharaj 31.Ekim.2011 günü odasında kendisini ziyarete gittiğimizde bize hoşgeldiniz dedi ve su ikram etti. O nötr enerji ile şarj olmuş suları sonuna kadar içip bitirdik, eminim bilincimiz üzerinde çok etkili olmuştur!
-02.Kasım.2011 sabahı bir festivalin maytap sesleri ve güzel müzikler ile uyandık. 2005 de 5. Kez Hindistan’a gittiğimizde Divali bayramına denk gelmiştik. Aynı gürültü o zaman da vardı. O yıllarda gürültü dışında hiçbir şey görmemiş ve kızmıştım. Oysa ki bu sefer coşkuyu gördüm. Tanrı için yapılan bu gürültü şimdi bana coşku veriyor.
-03.Kasım.2011 sabahı hep birlikte Ekachakra diye bir yere gittik. Hayatımda gördüğüm en ruhsal, en güzel ve en doğal yerlerden birisiydi. Gidiş yolu  aynı Ay yüzeyi gibi engebelerle doluydu. Böylelikle yol boyunca tüm böbrek taşlarımızdan arındık! Ancak her şeye rağmen gördüğümüz güzeliğe,  bu yorgunluk değdi. Aşağıda Ekachakra’daki ashram ve civardan fotoları görebilirsiniz.

-06.Kasım.2011 sabahı  sabah kirtanı (müzikli mantra meditasyonu) sonrası terliklerimi giymeden odaya kadar gitmişim. Odada da neden sonra fark ettim ve çok güldüm. İlk defa Hindistan da böyle bir şey yaşadım. Evet dedim galiba ayakkabı-terlik bağımlılığımı aşıyorum! Bağımlılıktan kurtulmanın nasıl bir şey olduğunu algıladım. O şey var ama artık onu kullanma ihtiyacı içinde değilsin! Onu kullanmayı unutuyorsun!
Yine aynı gün Sridhar Maharaj’ın “Bilincin Öznel Evrimi” kitabından bir bölümü okudum, buradayken tam anlayamadığım bu bölümü o an anladığımı hissettim.
“Bu maddesel dünya topyekün gerçekliğin yalnızca bir yansımasıdır; Ruhsal gözümüzü (ki burada 3. Gözden, alın çakrasından bahsediyor) kapatan önyargı gözlükleriyle, (yani yorum ve yargı sezginin merkezi olan 3.gözü tıkıyor) etraftaki şeyleri çarpık bir şekilde görüyoruz. Bunun suçu Tanrıya yüklenmemelidir; suçu önyargı gözlüklerimizde aramalıyız. Herşey Tanrı içindir; bizlerin gerçekle ilgili görüşümüzdeki tek fark, görüşümüzün bencil çıkarlarımızın renkleriyle lekelenmiş olmasıdır. Maddesel evrendeki farklı gezegen sistemleri de zevk alma ve sömürü boyutundaki değişik alt boyutlardır.”
Sridhar Maharaj üniversite mezunu bir hukukçu. Üniversitede felsefe dersleri de almış. Ve çok büyük bir ruhsal rehber. Kendisi şöyle devam ediyor:
“Çarpık bilincimiz, bizi çevreleyen farklı renkteki şeylerin kaynağıdır.Ve bu yanılgı ürünü kavramlar tam anlamıyla ortadan kalkınca, her yerde sadece Krishna’nın olduğunu göreceğiz. (Krishna bilincinde titreşmek) Lord ve efendi şeklindeki Tanrı anlayışı ortadan kalkınca, (Biz Tanrıdan kendimizi ayırıyoruz. O zaman Tanrı bilincinde titreşemiyoruz. Onu ulaşılması zor bir varlık olarak görüyoruz. Ben kim O kim diye ayırt ediyoruz. En büyük problemin bu olduğunu anladım. Bu kendimizi ve başkalarını da sevmeyi engelliyor. Sevgi olmayınca Krishna bilincinde titreşemiyoruz) faaliyetlerinin itici gücünü Krishna bilincinden alan ruh, kendisini Tanrının yanındaki gerçek mekanında bulacak. Ama o boyuta ulaşabilmek için bu bedenle ya da zihinle ilgili, ülke kavramıyla ya da küresel kavramla ilgili bir bilince sahip olmamalıyız. (Yani sahte kimliklerden kurtulmalıyız. Meditasyonun 2. Prensibi.)
Gerekli olan tek şey:
RUH – >SÜPER RUH (ÖZ KİMLİK) (ÜST BENLİK)
(Gerçeğin derinliklerine dalmak)
(Self determinasyon)
(Kendi geleceğini belirleme)
(öz ruhani kimliği geliştirmek)
Ruhun Süper ruh ile kuracağı bu bağlantı aşağıdaki basit soruları sorarak mümkün;
1)Ben kimim?
2)Zihnimin ve aklımın ötesindeki daha derin özben nedir?
3)Neredeyim?
4)Benim içsel çıkarım nedir?

Gerçeklik boyutuna girmeli ve doğru özümü geri almalıyım.
İçinde bulunduğum ortama Krishnayla bağlantıda kalarak dahil olacağım ve dünyanın aslında ne olduğunu göreceğim.

Kaba şehvet eğiliminin dışına çıkıp, self determinasyon yoluyla her şeyi şu anda gördüğümüzün tam tersi olarak görmeyi öğrenmeliyiz. Kendimizi nasıl bulacağımızı anlamaya çalışmalıyız. Kendimizi Krishna’nın ilgisine teslim ederek yuvaya, Tanrıya gitmeye çalışmalıyız.”
-08.Kasım.2011 den başlayarak hep uykum var. Sürekli uyuyorum. Gözlerimden uyku akıyor…Sanki uyku hastalığına yakalanmış gibiyim
-10.11.2011 İki gün sürecek bir bayram bu akşam başladı. Hızlı disko müzikleri eşliğinde, davul çalıp dans ediyorlar. Nerdeyse sabaha kadar sürdü. Aşağıdaki heykelleri günlerce önceden hazırladılar.

Gürültü bana bu sefer şunu idrak ettirdi:
Maddi dünyalardaki karmaşa da aynı böyle. Yaptığımız kavgalar, tartışmalar vs. Ruhsal evrenlerden de sanırım gürültü şeklinde duyuluyor. Ne kadar tartışma vs. olursa o kadar ruhsal evrenlerde yer alan diğer varlıklara ve Sri Krishna’ya rahatsızlık veriyoruz.
Sabah erkenden kutsal Mayapur kasabasına gittik. Dönüşte Ganj’ın Saraswati nehriyle kesişip de renginin değişmediği yerin fotoğraflarını çektim, aşağıda bu fotoları bulacaksınız. Saraswati camgöbeği renkte, Ganj ise beyaz toprak rengi.


-12.Kasım.2011 Bu gün şanslı! bir günümüzdeydik. Bize mihmandarlık eden Brezilyalı kızın ayağına kuş pisledi, milim farkla kafamıza sokak lambası düşmesinden kurtulduk, bir kız restoranda üzerime kola döküyordu ama son anda kurtardım ve  Ruhsal rehberimiz Acharya Maharaj bize kendi elleriyle harika yemekler yapmıştı. Böylelikle tüm DNA larımız yeniden kodlandı, aktive oldu ve eminim bilincimiz değişti.

-13.11.2011 Birisine kızsak bile kökte onun kim olduğunu bilemeyebiliriz. Özellikle kızdığımız kişilere kızgınlık yerine ışık ve sevgi gönderelim. Tepkisizce ve zaman ilerledikçe ona neler olduğunu izleyebiliriz. Ağırlıklı Bu konuda Acharya Maharaj’ın yanında yaşayan Nimai Chandra Prabhu ile tam 4 saat süren bir sohbetimiz oldu.Bu sohbet sonrası son söz şuydu:  ”Hiç kimseyle ilgili yorum yapmadan, seyredelim, belki hiç bir şey bizim maddi gözlerimizle gördüğümüz gibi değildir. Yorum yapmadan, sezgilerimizi devreye sokarak, sevgiyle izleyelim. Kontrol etmeye çalışmayalım. Tüm kontrol Tanrının sevgi dolu ellerinde. Bazen bizim aykırı, uygunsuz olarak gördüğümüz şeyler bile bir gereklilik sonucu ortaya çıkmış olabilir. Ruhsal gelişim çalışmalarında sukruti’nin (iyi şans) önemi büyüktür. Uygun bir ruhsal rehber bularak, gerçeğe doğru yoldan yönlendirilmek bizim iyi şansımızdandır.”

Mart veya Nisan.2012’de tarihi belli olmayan bir zaman diliminde Hindistandaki ruhsal rehberimiz geliyor. Hepinizi enerji almaya ve onu tanımaya bekliyoruz. Web sitemizin ana sayfasından ziyaretine ve düzenleyeceğimiz seminerlere gelmek isteyen  herkesi haberdar edeceğiz.

Sevgiler.
Suddha Moyee



Etiketler:

Yurakı Git